Kartonpiyer.gen.tr ekibi olarak en başarılı 100 Türk arasında 13 sırada yer alan Mimarların Kralı Tümertekin ile sizler için özel bir röportaj yaptık. Okumaya doyamayacağınız yazımıza başlıyoruz.
Mimarlık kariyerinizi bizimle paylaşırmısınız ?
Tabiki, iki cephesi var. Biri daha teknik ve resmi yönü yani mimarlık eğitimini almaya başladığım zaman, diğeri ise çocukluğuma dayanan tasarımla olan ilişkim. Şunu biliyorum ki neredeyse lise son sınıfa kadar otomobil tasarımıyla çok ilgiliydim. Otomobil tasarımcısı olma yolunda ilerliyordum. İlkokuldan beri bütün defterlerimin kıyısına köşesine kendimce bir otomobil çizerdim. Otomobil dergilerine aboneydim. Otomobil tasarımının içindeydim. Sonra fark ettim ki bir erkek çocuğu için küçükken en cazip şey otomobil tasarımı, ama ben asıl tasarımla ilgili olduğumu ilerleyen yaşlarda fark ettim. Otomobil o disiplinlerden biriydi. Tasarımla neden ilgili olduğumuda sonraki analizlerimde görüyorum. Hem bir yandan ruh ve duygu içeriyor iyi bir tasarım, bir yandan da son derece tanımlı tek bir boyutu var. Otomobil ise işte hareket edecek motoru var, Birbiriyle kurduğu olmazsa olmaz ilişkileri var ama öte yandan otomobille diğer otomobil arasında müthiş bir cazibe farkı var.
Liseden sonra otomobil tasarımı okusam yurt dışındana gidecektim öteyandan Türkiye’de henüz ozaman 1 tane otomobil fabrikası vardı ozaman bende dönüp de burada ne yapacağımı sorguluyordum. Bunları düşünürken mimarlığıda bir seçenek olarak benimsedim. Sonra da İTÜ Mimarlık Fakültesini kazandım. Mimarlık öğrenciliğim çok tutkulu ve yoğun geçti. İkinci yıldan sonra bir grup arkadaşımla beraber uluslararası bir proje yarışmasına katıldık ve onu kazandı. Devamında uluslararası ilişkiler kurulmaya başlandı. Okul bittikten sonra 2 yıl boyunca Paris’ de tamamen mimari bilgi ve görgümü arttırmak üzere vakit geçirdim. Biraz yarışma projesi çiziyordum, kazandığım parayla da haftalarca binaları geziyordum. Sonra döndüm 80′ li yılların başlarında malum Özal Türkiyesi, dışa açılım. Dekorasyonlarla başladım kariyerime Reşit Soley ile ortaktım. İç mekan yapmaya başladık ama benim nihai tercihim mimari ölçekti. Rolex dükkanlarıyla başlayıp binalara doğru gelişti. Mimari tasarım beni yeterince tatmin etti. Mimarlık dışında tasarımlar yapmam için önerilerle karşılaştığım oldu pek çok kez. Fakat o kadar zaman ve enerji harcayaksam binaya harcamaya tercih ediyorum. Dolayısıyla nesnelerdense mekan tasarımına önceliğim.
Han Tümertekin Kimdir ?
Mimarlığı üzerine uzun ve ağdalı cümleler kurmayı sevmeyen Han Tümertekin, içinde yaşayan insanları mutlu eden binalara imza atmanın peşinde. Ağa Han Ödülü ona Batı mimarlık enstrümanlarından en geçerlisini kazandırmış olsa da o, “yıldız mimar” sıfatının tuzağına düşmeyecek kadar mütevazı. Kaz Dağları’nda yaptığı B2 eviyle gelen Ağa Han Mimarlık Ödülü, SM evinin New York Times’ta tam sayfa haber oluşu, ardından Harvard’da Graduate School Design’da Proje Direktörlüğü… Son olarak Tümertekin’in beş projesi Harvard University Press tarafından ‘Recent Works’ adıyla kitaplaştırıldı. Dünyanın birçok yerinde konferanslar veriyor. Rem Koolhas, Herzog &de Meuron gibi ünlü mimarlarla ortak projeler yürütüyor.
Kuşkusuz Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü almak uluslararası mimarlık çevrelerinin dikkatini çekecek bir zemin hazırladı diyor. B2 evinin bu coğrafyanın motiflerinden farklı ama yerine ait ve modern özelliklere sahip olması ona bu ödülü kazandırıyor. Ödül hakkında Tümertekin’e söylenenler de bu özelliklerle örtüşüyor. “Ya çok uluslararası mimari dile sahip yapılar ya da folklorik düzeyde yerel yapılar çıkar bu coğrafyadan; B2 evindeki mimari dil ise ikisini birden barındırıyor.
Ona göre Ağa Han ödüllerinin farkı, sonuç değil başlangıç olması ve dolayısıyla mesleki bağlantılı birçok kapıyı açması. Ödülün ardından ivme hızla yukarı doğru çıkmaya devam ediyor. Londra’dan Architectural Associaton’a davet ediliyor, Kraliyet Mimarlık Enstitüsü (Royal Institute of British Architects RIBA)’da konferans vermesi isteniyor, Zagreb’te Oris dergisinin düzenlediği bir etkinlikte yine bir konferans ve ardından gelen sergi isteği…Han Tümertekin’in uluslararası mimarlık ortamına girişi Ağa Han ödülüyle oldu gibi algılanıyorsa, bu algının yanlış olduğunu söylemek gerekiyor. Halbuki, ödülden aylarca önce uluslararası bir kürsüden seslenmesi için Amsterdam’a çağrılmıştı. 2004 yılında, ARCAM (Architecture Centrum Amsterdam)’ın Turkey Today sergisine, konuşmacı olarak davet edildi. Harvard Üniversitesi’ndeki proje yürütücülüğünün mesleğine artı değer kattığına inanıyor. Ancak Tümertekin’in eğitimciliği zaten 10 yılı aşkın süredir devam ediyor. Önce Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde, son yıllarda da kurucularından biri olduğu Bilgi Üniversitesi Mimarlık Yüksek Okulu’nda ders vermeyi sürdürüyor.