Kent mobilyaları, herhangi bir peyzaj alanında veya kent mekânında kullanıcıların konfor, ulaşım, dinlenme, eğlenme, dış etkilerden korunma gibi fonksiyonlarını karşılamak üzere tasarlanmış ve yerleştirilmiş elemanlardır. Kent mobilyasının fonksiyonu sadece bir kullanım, sanat ya da iletişim objesi olmak değildir. Aynı zamanda kentsel yaşamın daha zevkli, daha konforlu ve estetik olmasına olanak sağlayarak kent yaşamını güzelleştirmelidir. Geçmişten günümüze kent mobilyalarının yapımında çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Beton dünyada en yaygın olarak kullanılan taşıyıcı bir yapı malzemesidir. Kent mobilyaları da betonun yaygın olarak kullanıldığı alanlardan biridir. İnsanların, kamusal mekânları düzenleme çalışmalarında, basit gereksinimlerini karşılamak amacıyla kent mobilyalarının ilk örnekleri ortaya çıkmış ve zamanla sayıları artmıştır. Kent mobilyaları, kullanıcıların konfor, bilgi, dinlenme, eğlenme gibi gereksinimlerini karşılayan, kullanımı herkese açık, kamunun sorumluluğunda olan ve kentsel mekânlara yetkili kurumlarca yerleştirilmiş, çevrenin sağlıklı gelişmesine katkıda bulunan, sokak lambaları, işaret levhaları, telefon kulübeleri, oturma elemanları, otobüs durakları gibi çeşitli ürünlerden oluşan sistemlerdir. Başlangıçta tek olarak üretilen kent mobilyaları, zamanla seri üretimle gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Günümüzde endüstrileşen bu elemanların tasarımı ve yer seçimi ile ilgili kriterlerinin belirlenmesi, üretimi ve konumlandırılması önem kazanmıştır .
Kent mobilyası deyimi, 1980 yılından günümüze kadar, ülkemizde tasarımcılar, peyzaj mimarları, mimarlar ve çevre bilimciler tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Açık alan düzenlemelerinde kullanılan elemanlar, çeşitli çalışmalarda farklı isimler altında tanımlanmıştır. Kent mobilyası yerine kent donatı elemanları, kent aksesuarları, çevre düzenleme öğeleri gibi deyimler de kullanılmakla birlikte bunların anlamları farklıdır. Kent donatı elemanları altyapıyla ilişkili iken, çevre düzenleme öğeleri daha çok peyzaj ağırlıklıdır, kent aksesuarları ise sadece dekoratif öğeleri kapsayan bir anlam taşımaktadır. Kentsel kamusal mekânlar her kentlinin serbestçe kullandığı, kent insanlarının birbirleriyle karşılaştıkları kamuya ait mekânlar olup bunlarda insanlara özel bazı objeler kullanılmaktadır. Bunlar kentsel mobilyaları oluşturur . Günümüzde yaşamımız için gerekli olan değişik nitelik ve nicelikteki işlevleri yerine getiren gereçler kent mobilyaları olarak tanımlanmaktadır [4]. Yaşadığımız çevrede; sokak, yol, cadde ve meydanlar ile rekreasyon amaçlı genel ya da özel kullanım alanlarında yer verilen, konforun ve çevre kalitesinin göstergesi durumundaki oturma, barınma, korunma, kuşatma, ulaşım, danışma, aydınlatma, iletişim, oyun ve spor gibi temel fonksiyonları destekleyip güçlendiren, toplumsal yaşamı kolaylaştırıp kullanıcıların beğenilerini kazanan peyzaj elemanları “kentsel donatı ” olarak adlandırılır . Kent mobilyalarının kullanımındaki amaç, görsel zenginlik, dayanıklılık, yüzeylerde dokusal zenginlik, plastik değerlerin kolayca sağlanmasıdır. Tasarımda önemli olan husus; ülkeler, bölgeler arası kültür, yaş ve cinsiyet farklılıklarını ortadan kaldırmak veya getirdikleri sorunları ortak çözüme ulaştırmaktır.
Kent Mobilyalarında Aranılan Özellikler
Kent mobilyalarının pratik kullanımlarının yanı sıra en önemli özelliği, kent kimliğini yansıtmasıdır. Kent mobilyalarında aranılan özellikler şunlardır:
- Kent mobilyaları, kullanıcının konforunu en iyi şekilde gerçekleştirmelidir.
- Temizlik açısından biçim ve yüzey olarak su ve kir tutmayan, yağmur ve rüzgâr gibi doğal olayların yardımı ile kendi kendine temizlenen özellikte olması önemlidir.
- Malzeme ve yüzey dokusu çok sıcak, çok soğuk ve nemli olmamalıdır. Bu konuda çevrenin iklim özellikleri belirleyici rol oynar.
- Fiziksel olarak sağlanan konfor psikolojik açıdan da sağlanmalıdır. Antropometrik ölçüler dikkat edilerek tasarlanmalıdırlar.
- Çevrenin sosyal, kültürel, tarihi, mimari ya da coğrafi konumuyla uyumlu olmalıdırlar. Doğal yıpranmaya ve bozulmalara karşı dayanıklı olmalıdırlar.
- Estetik açıdan zemin ve taşıyıcı sistemle ilişkili, işlevsel ve sembolik açılardan algılanmalıdırlar.
- Renk, biçim ve malzeme ile bütünleşmeli ve kent mobilyasının işlevinin de göstergesi olmalıdır .
- Ergonomi ve çeşitli fiziksel özellikleri açısından belli standartlara uygun olmalıdır.
- Tasarımlarında fonksiyonel ve estetik özellikler dikkate alınmalı, aynı zamanda olabildiğince özgün tasarımlar olmalıdır.
- Taşınabilirlik, monte edilebilirlik ve yedek parçaların bulunabilmesi açısından uygun olmalıdır. Bakımı kolay olmalı veya fazla bakım gerektirmemelidir.
- Çabuk bulunabilmeli, sağlam olmalıdır.
Beton Kent Mobilyalarından Örnekler
Kent mobilyalarını işlevlerine göre; zemin kaplama malzemeleri, oturma birimleri, aydınlatma elemanları, işaret ve bilgi levhaları, süs elemanları, sınırlandırıcılar, üst örtü elemanları, satış birimleri, sanatsal elemanlar ve diğer elemanlar olarak sınıflandırabiliriz. Yan tarafta bazı örnek fotoğraflar verilmiştir. Beton döşeme kaplamaları; yaya yollarında, hafif araç trafiği olan alanlarda, parklarda, meydanlarda ve yaygın olarak kullanılmaktadır . Döşeme elemanları, peyzaj çalışmalarının temel öğesi olup, üç boyutlu mekânın zeminini oluştururlar. Bu elemanlar doku, renk, çizgi, form özellikleri dikkate alınarak planlamalarda kullanılırlar. Zemini oluşturan döşeme elemanları pek çok işlevi yerine getirmenin yanı sıra estetik açıdan da alanı tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Döşeme malzemesinin seçimini etkileyen unsurların başında, döşenecek alanın işlevi, trafik, maliyet, iklim, güvenlik, dayanıklılık ve yerel koşullar gelmektedir . Son yıllarda kent merkezlerinde araç trafiğine kapatılarak yaya alanına dönüştürülen alanlarda döşeme çalışmaları yapılmaktadır.
Dış mekân tasarım düzeninde insanların konforu ve fiziki yapılarının dinlendirilmesi için kullanılan kent mobilyaları oturma grupları ve masalarıdır. İnsanların dinlenmek, oturmak, izlemek veya gözlem yapmak amacı ile uzun ve kısa süreli kullandıklar donatılardır. Çiçeklikler bitki için yaşama ortamı sağlayan, estetik ve işlevsel amaçlar için kullanılan kent mobilyalarıdır. Çiçeklikler kullanıldıkları mekâna estetik değerler kattıkları gibi bazı durumlarda sınırlayıcı eleman olarak da görev yaparlar. Mekânlara renk ve canlılık kazandıran, görünüşü zenginleştiren bu elemanlar, yaya yolu kenarlarında, kentsel parklarda, oturma-dinlenme mekânlarında ve spor alanı gibi alanlarda kullanılmaktadırlar. Çiçeklik tasarımında en önemli nokta bitki gelişmesinin engellememektir. Kasada bitkinin gerek duyacağı miktarda saksı harcı yer almalı, bitki için yeterli suyu depolayabilmeli, yeterli drenajı sağlamalı, bakım ve sulamanın kolayca yapılabileceği bir yapı göstermelidir. Araştırma alanındaki bitki kasaları değerlendirildiğinde, kent merkezinde bu elemanlarının birçok yerde kullanıldığı görülmektedir. Bu elemanlara ilişkin sorunların başında işlevsel ve estetik olmamaları ve bakımsızlık gelmektedir . Kasalar içerisinde kullanılan mevsimlik bitki türlerinin uygun mevsimlerde yenilenme işlemleri yapılmamaktadır. Çok yıllık olan bitkilerde ise, bakım çalışmalarının yetersizliğinden bir süre sonra bitki kasaları işlevlerini kaybetmektedir. Bazı yaya ve araç yollarında ise içerisinde hiçbir bitkisel materyal bulunmayan çiçeklikler yer almaktadır.
Çöp kutuları sık kullanılan ve insan dolaşımının yoğun olduğu alanlarda çevre temizliği, çevre estetiği için çok önemli donatılardır. Beton çiçeklikler; yeşil alanı yetersiz, sert zeminleri çok ve park alanı kısıtlı olan yerlere doğal bir güzellik katmak için kullanılmaktadırlar. Dış mekânlarda değişik yapı ve büyüklükte planlanan, alanın kirlenmesini önlemek amacı ile çeşitli yerlere farklı biçimlerde konumlandırılan kent mobilyalarıdır [1]. Daha çok işlevsel amaçlar için kullanılan çöp kutuları bazı durumlarda diğer kent mobilyalarıyla birlikte tasarlanabilirler. Çöp kutuları dış mekân kullanış birimleri ve yaya sirkülâsyonu ile doğrudan ilişkili olacak şekilde konumlandırılmalıdır.
Kent Mobilyalarında Kullanılan Betonların Özelikleri
Beton, kent mobilyalarında da aranılan bir malzemedir. Son yıllarda yüksek dayanımlı ve çevre koşullarına dayanıklı beton üretimine ilgi artmıştır. Kent mobilyalarının üretiminde de bu özelikler önem taşır. Beton çimento, ince agrega, su ve gerektiğinde çeşitli kimyasal veya mineral katkılar içeren bir kompozit malzemedir. Beton üretiminde kullanılacak, doğru seçilmiş malzemelerin kalitelerini ve birbirlerine uyumunu incelemek için laboratuvarda uyum deneyleri yapılır. Bu deneylerden malzemelerde zamanla olumsuz değişiklikler meydana gelmesinin önlenmesi için sürekli kalite denetimi yapılmalıdır. Beton hacminin yaklaşık % 75’ini oluşturan agrega betonun performansında çok etkilidir. Yuvarlak, düzgün yüzeyli agregalarda işlenebilme için su gereksinimi daha az, ancak çimento hamuru ile aderans daha zayıftır. Köşeli, yüzeyi pürüzlü agregalarda işlenebilme için su gereksinimi çok olmasına karşın, çimento hamuru ile aderans daha kuvvetlidir. Agreganın tane boyutu büyük ise daha fazla kılcal çatlaklar ve daha zayıf ara yüzey oluşur. Ancak su-çimento oranı azalır. Tane boyutu küçük olursa daha kuvvetli bir ara yüzey oluşur. Buna karşın su gereksinimi ve su-çimento oranı artar. Görüldüğü gibi birbirini dengeleyen durumlar söz konusudur. Buna göre uygun bir granülometri kullanımı gerekir [11]. Yapılan araştırmalar beton içindeki çimento dozajı arttırıldığında basınç dayanımında da artış olduğunu göstermektedir. Çimento dozajı basınç dayanımı bağıntısında, betonun basınç dayanımı çimento içeriğinin 500 kg/m3 değerinde en yüksek değerine sahip olmaktadır. Ancak betonda yüzey/hacim oranı yüksek olan ince malzemeler fazla ise, betonda plastik rötre riski yüksektir. Belirli bir su-çimento oranı için, ince malzeme ve çimento dozajı arttıkça, plastik rötrenin arttığı deneylerle kanıtlanmıştır. Betonda yeteri kadar ince malzeme var ve beton az boşluklu ise betonda terleyen suyun yukarı çıkması güçleşir . Yüzeyden buharlaşan suyun yerine terleme suyu gelemeyince beton yüzeyi kurur ve çatlaklar oluşur. Böyle bir durumda başka etkileri göz önüne alarak, ince malzeme ve gereğinden fazla çimento kullanılmasına sınırlama getirilebilir .
Silis dumanı gibi ultra incelikteki tanelerin kullanımı, yoğunluğun arttırılması dolayısıyla boşlukların azaltılması taze betonun kararlılığının geliştirilmesi için önemlidir. Böylece dayanıklılık iyileştirilir, dayanım yükseltilir ve istenen performans sağlanır. Silis dumanı, silis ve ferrosilis endüstrilerinin bir yan ürünüdür; 1950’lerden beri betonun özeliklerini iyileştirmek için kullanılmaktadır. Bu tanelerin etkili olabilmesi için, beton içinde iyi bir dağılma gereklidir ve bu bir süper akışkanlaştırıcı ile sağlanır . Doğal olarak renkli mermer agregaları ve 70 CEM I 32.5 R Çimento kullanılması beton renginin istenilen biçimde oluşmasını sağlar . Betonun mekanik özeliklerini belirlemek için malzeme üç fazlı yani çimento hamuru, agrega ve ikisi arasındaki ara yüz bölgesi olan bir kompozit malzeme olarak düşünülebilir. İyi bir betonda tüm ince agrega tanelerinin çimento hamuruyla; tüm kaba agrega tanelerinin de harçla bütünüyle kaplanmış olması gerekir. Matris malzemesinin dayanımı arttığında örneğin su-çimento oranı azaltıldığında, çimento hamuru ve agrega arasındaki ara yüzey daha güçlü duruma gelir. Betonlarda bu ara yüzey zayıf olduğunda betonun mekanik özelikleri önemli şekilde etkilenir . Betonun basınç dayanımı üzerinde su azaltıcı katkıların etkisinin önemli olduğu görülmektedir. Kırmızı renkli betonlarda su azaltıcı katkı maddesinin basınç dayanımına etkisinin karışık renkli agregalarla üretilen betonlara oranla daha belirgin olduğu görülmektedir. Kılcallığın azaltılmasında ise su-çimento oranı önemli bir belirleyicidir . Bu katsayı betonun hizmet yılını belirleyen temel faktörlerinden birisidir. En büyük su-çimento oranı ile en düşük dozajdaki sınırlamalar betonun dayanım ve dayanıklılığını olumsuz şekilde etkiler. Dayanıma göre tasarım için C 40’ın üzerindeki betonları kullanmamız gerekmektedir. Beton geçirimli ise karbonatlaşma olur, donatı korozyona uğrar. Beton geçirimli ise dayanıklılığından söz edilemez. Şiddetli donma-çözülmeye maruz kent mobilyalarında kullanılan betonlar donma sırasında doygun hale gelirler. [20]. Donma-çözülmeye karşı direnci artıran bazı önemli faktörler şunlardır: 1. Havanın hacmi, 2. Hava boşluğu alanı, 3. Hava boşluğunun özgül yüzey alanı. Beton sınıfının C 50’den daha küçük olduğunda betona hava sürüklenmesi gereklidir. Donma-çözülme tehlikesine karşı pratik bir çözüm, su-çimento oranının 0.40’dan daha az olması ve hava sürükleyicilerin kullanılması önerilir. Ancak donma-çözülme dayanıklılığı üzerinde puzolanların yardımı önemli değildir. Kent mobilyalarında kullanılacak beton kalitesinin C 40 veya C 50’den büyük olması karbonatlaşma ve korozyona karşı alınabilecek en uygun önlemdir [21].
Betonun, özellikle ilk günlerde hidratasyon yapabilmesini sağlayabilmek üzere, betonun içerisinde yeterli miktarda suyun ve sıcaklığın bulundurulması ve bu ortamın korunmasına işlemine Beton Kürü denilir. Beton tam performansını ancak etkin bir şekilde kür gördüğü ve erken kurumadan korunduğunda gösterir. İyi bir kür görmüş beton daha dayanımlı, daha güçlü, kimyasal etkilere karşı daha dayanıklı, çatlaksız ve daha az su geçirimli olur. Donma-çözülme ve aşınma etkilerinden daha az zarar görür. Kürün, beton yüzeyinde gölleme, spreyleme, nemli kum veya nemli telis örtme ve polietilen kaplama kullanma, kür malzemesi spreyleme veya kalıbın geç sökülmesi gibi beton nem kaybının engellenmesi gibi koruma yöntemleri vardır. Pratikte zorluklar yaşanmasına rağmen bunlar etkili yöntemlerdir. Bu yöntemlerin uygulanmasından önce, beton katılaşmadan yapılacak ikinci bir mastarlama, kür gecikmeleriyle oluşabilecek çatlakları kapatır, geçirimsizliği artırır .
Reaktif Pudra Betonu ile Üretilen Kent Mobilyaları
Günümüzde dünyada ve ülkemizde kent mobilyalarında ve altyapıda reaktif pudra betonunun kullanılabilirliği konusunda araştırmalar sürmektedir. Reaktif pudra betonu liflerle güçlendirilmiş, çok düşük su-çimento oranında çimento ve silis dumanı karışımının süper akışkanlaştırıcı kullanılarak ince öğütülmüş kuvars tozuyla karıştırılması sonucu elde edilen yüksek dayanımlı kompozit bir malzemedir. Karışımda çok ince agrega kullanılması sayesinde yapıdaki mikro boşluklar azaltılarak eğilme ve basınç dayanımında artış sağlanabilmiştir. Karışımda gerçekleştirilen bu düzenleme ile betonun porozitesi azaltılmakta donma-çözülme gibi çevresel etkilerine karşı direnci ise artmaktadır. Karışımda ince taneli agreganın ultra ince bir malzeme olan silis dumanı ile birlikte kullanılması agrega taneleri ile çimento hamuru arasındaki temas yüzeyini artırarak mekanik özelliklerin iyileşmesine olanak vermektedir. Mekanik dayanım olarak reaktif pudra betonu yüksek dayanımlı betonlara göre 2-4 kat daha fazla dayanım verebilmektedir
Kent mobilyalarında beton yaygın olarak kullanılan bir malzemedir. Kent mobilyalarında kullanılan betonlarda basınç dayanımları ile kılcallık katsayısı arasında önemli bir bağıntı vardır. Kılcallık katsayısı azaldıkça betonun basınç dayanımı artmaktadır. Su-çimento oranı kılcallık katsayısını belirlemede önemli bir parametredir. Bu katsayı ayrıca betonun dayanıklılığını gösteren bir parametredir. Donma-çözülmeye karşı bu oranın 0.40’dan küçük olması önerilir. Yapılan araştırmalar su azaltıcı katkıların basınç dayanımını artırmada etkili olduğunu göstermiştir. Kent mobilyalarında yüksek dayanımlı betonda karbonatlaşma ve korozyona karşı direncide yüksektir. Betonda donma-çözülme etkilerine karşı hava sürükleyiciler önerilir. Çimento içeriği arttıkça, betonun basınç dayanımı da artar. Ancak ince malzeme artması betonda plastik rötreye neden olacağı için bir miktar çimento yerine silis dumanı veya uçucu kül gibi ince taneli malzemelerin kullanılması yararlıdır. Kent mobilyalarında hava ve çevre kirliğine bağlı olarak oluşabilecek renk bozulmalarına karşı kaliteli pigmentli betonlar kullanılmalıdır. Zamanla oluşabilecek kirlenmeler sıcak sulu fırça ve yumuşak bir deterjanla temizlenebilir. Günümüzde şehirlerde kent mobilyalarının kullanımı artmaktadır. Gerek kullananların yaptığı hasar gerekse planlama ve tasarım aşamalarında yapılan hatalar kent mobilyaları ile ilgili bazı sorunları ortaya çıkmaktadır. Donatı elemanları ile onu kullanan kişiler arasındaki iletişimin sağlanmasında, kültür düzeyleri, mobilyaların işlevlerine uygun olarak kullanılıp kullanılmaması, mobilyadan beklenen işlevi yerine getirip getirmemesi, ayrıca kullanımı teşvik edici olması ve doğru biçimde doğru yere yerleştirilmiş olması gibi faktörler etkilidir. Bu nedenle toplumun koruması istenilen mekânlar ve mobilyalar yaratabilmek için insanların da istek ve arzuları dikkate alınmalıdır. Donatı elemanlarının tasarım aşamasından fiziksel çevreye yerleştirilmesine kadar olan tüm aşamalarda ilgili meslek disiplinlerinin koordineli çalışmalar sağlanmalıdır.