Kartonpiyer

Yapılarda enerji Yönetimi Nasıl Yapılır ?

Enerji yönetimi nedir ? Yapılarda Enerji yönetimi nasıl yapılır ? Geride bıraktığımız yüzyılda ve günümüzde, gelişmiş ülkelerde erişilen refah düzeyini, geri dönüşümü olmayan, edinmesi en kolay ve ucuz çeşitli enerji kaynağı olan, petrole borçluyuz. Ama artık bilinen gerçek “petrol çağının son günlerini yaşadığı”dır.Bir taraftan dünyadaki petrol denetimini elde tutabilmek için yapılan savaşlara, dolaylı olarak karışıp, sonuçlarının neden olduğu sıkıntıları yaşıyoruz. Öte yandan gelişmiş endüstri toplumlarının kentlerinde yapılan küçük, büyük ölçekteki “gökdelen”lerdeki petrole dayalı enerji kaynaklarının kullanılıp tüketilmesinden doğru havaya püskürtülen CO2 emisyonu ve benzeri atık gazlar nedeniyle atmosferde oluşan sera etkisiyle dünyanın ikliminin değiştiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu sera etkisi özellikle atmosferin yüksek ve büyük binaların yoğunlaştığı kentlerin üzerine denk düşen kısmında “ısı adaları” oluşturarak bölgesel/küresel iklim değişimlerine neden olmaktadır.

“İklim değişikliğinin bir insan hakları ihlali” olduğu konusu göz ardı edilmemelidir. Geçimini doğadan sağlayan insanlar -iklimsel değişikliklerin neden olduğu- su baskınları, depremler, doğal afetler nedeniyle başka yerlere göç edip yaşamlarını yeniden kurmak zorunda kalmaktadırlar. Küresel ısınmayı önlemek ve gazların solunumunun azalmasını sağlanması adına kurulan Kyoto Protokolüne, bu ısınmaya en büyük katkısı olan Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti henüz imza atmamak için çaba harcamaktadır. Türkiye de henüz protokole imza atmayan ülkeler grubunda bulunmaktadır. Bu nedenle protokolün başarısızlığı aralıklarla gündeme gelmektedir.

Mimarların ve aydınlatma tasarımcılarının bile, yapı sektörünün bütün uzman ve çalışanlarının yukarıda belirtilen önemli nedenlerden dolayı öncelikle çevre bilinçli “gökdelen aydınlatma tasarımı”nın nasıl yapılması gerektiği üzerine doğru enerji yönetimi stratejisi sağladıktan sonra uygulamaya geçmeleri doğru olacaktır. Akla ilk gelen soru elbette gökdelen sürdürebilir niteliklere sahip bir bina türü olup olmadığıdır. Yapım tarihi eski olan mevcut bir gökdelenin enerji ve çevre bilinçli olarak nasıl yenilenebilir? “Sürdürebilir gökdelen yapabiliriz dersek, nasıl yaparız?” sorularına örneklerle yanıt vermek istiyorum.

1945’lerden başlayarak elektrik enerjisinin bolca kullanıldığı yıllarda, değişik amaçlı kullanılan mekânlarda “minimum yeterli ışık” düzeyi radikal bir oranda artarak tüketilen elektrik enerjisini de otomatik olarak artırmıştır. Amerika’da 1960 yılı ortalarında inşa edilen Elektrik Kamu Hizmeti Merkez Binası’nın 1976’larda yenilenirken aydınlatma tasarımında izlenen stratejiler şöyledir:

Kullanılan ışık düzeyi;

•Bürolarda 300-350 fc(*)’ye

•Teşhir salonlarında 550 fc’ye

•Gösteri ve konferans odalarında 600 fc’ye yükseltilmiş;

•Gece aydınlatması için dış cephede bulunan 288 pencereye 500 W’lık armatürler yerleştirilmiştir.

Proje mimarı, tasarım aşamasında eğer ışık düzeyi 150 fc kesilirse toplam bina inşaat maliyetinden 1 milyon ABD doları düşürülebileceğini planlayarak işe başlamıştır. İnşaat maliyetinde elde edilen bu indirim kullanılan armatür sayısı azaltılarak ve soğutma sistemlerinin ölçeği küçültülerek gerçekleştirilmiştir. Ancak, yetkililer iç mekânlardaki ışık düzeyini 300 fc’lık tutmak isteyince, ayrıca binayı bütün bir yıl boyunca soğutmak için enerji kullanımının da arttığı görülünce iç mekânlardaki ışık düzeyi yüksek tutulup planlanan gece dış cephe aydınlatma stratejisinden tümüyle vazgeçilerek hedeflenen bütçe içinde kalınabilmiştir.

Enerji kullanımını en aza indirme çabası bugün her aydınlatma tasarımcısı tarafından düşünülmelidir. Artık bütün dünyada ve elektrik enerjisinin çok pahalı olduğu Türkiye’de petrole dayalı olmayan “alternatif sürdürebilir enerji kaynakları” üzerine yeni bir dünya kurmanın zamanı çoktan gelmiş geçmiş durumdadır. Küresel ısınmayı azaltmak için yalnızca enerji kullanımını azaltmak yetmeyecektir. Binalarda üretilen atıkların çevre kirliliğine katkısı göz önünde bulundurularak, enerjinin hangi yoğunlukta nasıl nerede kullanıldığı da çok önem kazanmaktadır. Ayrıca atmosfere püskürtülen gaz oranlarını daha da aşağı düşürerek küresel ısınmanın denetimi ve azaltılması olanaklı olacaktır. Bu önemli çevre sorunlarını uzun vadede düşünmeyip günlük kârlar peşinde koşan, düşünmeden hâlâ geleneksel bina ve aydınlatma tasarımı yapan uzmanlar ile sektörler küresel ısınmayı desteklemektedir.

Bugün Amerika’da petrol enerjisine dayalı yapılmış çelik konstrüksüyonlu Seagram Binası (New York, ABD), Knights of Columbus Merkez Binası (Connecticut, ABD), One Liberty Plaza (New York, ABD), Chase Manhattan Merkez Bankası Büro Binası, (New York, ABD), Betonarme kalıplı CBS Merkez binası (New York, ABD), One Shell Plaza (Houston Texas, ABD), Yale Art Gallery (New Haven, Connecticut, ABD), MIT Earth Science Laboratory (Cambridge, Massachusetts, ABD), 780 Third Avenue, (New York, ABD) geleneksel gökdelenlere bilinen örneklerden bazılarıdır. Günümüzde artık “sürdürülebilir gökdelenler” yapılmakta ve sayıları giderek çoğalmaktadır. Örneğin 4 Times Square binasının en üstünde güneş enerjisinden en üst düzeyde verim alınacak yere binayla bütünleşik PV sistemi konmuştur. PV modülleri perde duvarlar olup binanın elektrik ölçütlerine strüktürüne ve estetiğine uygun olarak inşa edilmiştir. Sürdürülebilir enerji yönetimiyle tasarlanan kule örneklerini çoğaltmak gerekirse; Menara Boustead (Menara Mesiniaga-Malezya), IBM Plaza (Kuala Lumpur, Malezya), Tokyo Nara Tower (Tokyo, Japonya), GSW Headquarters- (Berlin, Almanya), Holloway Circus- (Birmingham, İngiltere), London Bridge Tower, (Londra- İngiltere) sayılabilir.

Yukarıda örneklerini verdiğim “geleneksel ve sürdürebilir gökdelenlerin” aydınlatma tasarımlarını ve enerji yönetim politikaları karşılaştırıldığında sürdürülebilir gökdelenlerin geleneksel gökdelenlere oranla daha sağlıklı olduğu ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’de şimdiye kadar inşa edilen gökdelenlerin hepsi geleneksel enerji yönetim politikası ile yapılan akıllı büyük binalar sınıfına girmektedirler.

Exit mobile version